Nazım Hikmet Ran - 118. Yaşında Unutulmadı!

Statius · 15 Ocak 2020

Nazım Hikmet Ran
Doğum Gününde Unutulmadı!

Merhaba Minecraft Türkiye okurları, bugün sizlerle 1963 yılında hayatını kaybeden, büyük şair Nazım Hikmet Ran hakkında konuşacağız. Birçok şiiri ve yazısı bulunan Nazım Hikmet Ran, bugün, yani 15 Ocak 1902 tarihinde hayata gözlerini açtı. Üstat olarak bilinen Nazım Hikmet Ran, bugün unutulmadı ve birçok tören yapıldı. Bundan 57 yıl önce Rusya'da gözlerini yumdu. Türk edebiyatının önemli şairlerinden biri olan Nazım Hikmet'i ne kadar tanıyorsunuz? Hem eserleri, hem de siyasi düşünceleri ile gerçekten önemli bir kişilik olan Nazım Hikmet Ran, bugün yani 15 Ocak 1902 tarihinde hayata gözlerini açtı. Peki bu önemli günde, Nazım Hikmet Ran'ın hayatını öğrenmek ister misin? Doğru yerdesin, hadi başlayalım!

Nazım Hikmet Kimdir?

15 Ocak 1902 tarihinde Yunanistan'ın Selanik şehrinde hayata gözlerini açtı. İlk şiiri olan Feryad-ı Vatan’ı 1913 yılında kaleme almıştır. Mekteb-i Sultani'de eğitim gören Nazım Hikmet, bir aile toplantısında okuduğu kahramanlık şiiri ile Bahriye Nazırı Cemal Paşa'nın gözüne girmeyi başardı. İlerleyen dönemlerde Bahriye Mehtebi’ne gitti ve eğitim hayatını başarılı bir şekilde tamamladı. Mezun olduktan sonra Hamidiye gemisinde stajyer subay olarak görev almaya başladı fakat belirli bir süre sonra, birçok neden nedeniyle ordudan ayrıldı. Daha sonra öğretmenlik ile uğraşan Nazım Hikmet, daha sonra Moskova’da Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde Siyasi Bilimler ve İktisat bölümü okudu. İlk şiir kitabı 28 Kanunisani’yi Moskova'da yayınladı. Kitabını yayınladıktan sonra Türkiye'ye döndü ve Aydınlık Dergisinde çalışmaya başladı. Dergide yazdıklarından dolayı 12 yıl hapis istemi ile yargılandı. O sırada Rusya'ya gitti. 1928 af kanunu ile cezası bitti. 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet Ran, dedesinin memleketi olan Polonya vatandaşlığına geçti ve Borzecki soyadını aldı. 3 Haziran 1963 tarihinde evinde geçirdiği kalp krizi sonucunda fenalaştı ve hayatını kaybetti.

Nazım Hikmet'in Bazı Eserleri
Dağların Havası, 1925

Güneşi İçenlerin Türküsü, 1928

835 Satır, 1929

Jokond ile Si-Ya-u, 1929

Varan 3, 1930

1+1=1, 1930
Sesini Kaybeden Şehir, 1932

Gece Gelen Telgraf, 1932

Benerci Kendini Niçin Öldürdü? 1932

Bir Ölü Evi, 1932

Kafatası, 1932

Orman Cücelerinin Sergüzeşti, 1932

Unutulan Adam, 1934

Portreler, 1935

TarantaBabu'ya Mektuplar, 1935

Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı, 1936

İt Ürür Kervan Yürür, 1936

Milli Gurur, 1936

Sovyet Demokrasisi, 1936

Alman Faşizmi ve Irkçılığı, 1936

Kurtuluş Savaşı Destanı, 1937

Yeşil Elmalar, 1938

La Fontaine'den Masallar, 1949

Nazım Hikmet'in Şairlik Hayatı

Nazım Hikmet ilk şiirlerini hece ölçüsü içinde yazardı. Bu dönemde yazdıkları ile tüm şairlere büyük bir fark attı. Nazım Hikmet, diğer şairleri geçmesine rağmen yeni bir şiir formu aramaya başladı. Rusya'da kaldığı dönemde bu amacına ulaşan Nazım Hikmet, yeni formlar buldu. O dönemlerde Rus şairlerden esinlenen Nazım Hikmet, şiirlerine farklı bir boyut kazandırdı. Onun eserleri, Fikret Kızılok, Cem Karaca, Fuat Saka, Grup Yorum, Ezginin Günlüğü, Zülfü Livaneli gibi usta ve ünlü sanatçılar tarafından seslendirildi. Bunların dışında Fuat Saka iki yeni şiir besteledi ve bunlar albüme eklendi. Bunların yanında UNESCO tarafından Nazım Hikmet Yılı olarak kabul edilen 2002 dönemin bestecisi Suat Özönder, “Şarkılarda Nazım Hikmet” adlı albümü oluşturdu.

Nazım Hikmet'in Bazı Şiirleri

Dünyaca ünlü şair Nazım Hikmet'in ünlü ve modern şiirlerinden bir parça aşağıda bulunuyor. Eğer bildiğiniz başka Nazım Hikmet şiirleri varsa yorumlarda belirtebilirsiniz.

Ağlamak Meselesi

“Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?”

Anlayamadılar

“Biz ince bel, ela göz, sütun bacak için sevmedik güzelim
Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda
Ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olasın diye!.. .
Rakı sofralarında söylenip, acı tütün çiğnercesine sevdik
ANLAYAMADILAR…”

Ruhum

“Ruhum
gözlerini yumuşacık yum
kucağımdaymışsın gibi bırak kendini
ninni,
uykunda unutma beni
ninni…
Gözlerini yumuşacık yum
yeşil ela gözlerini
ninni ruhum ninni
Sen yukarda yemişli dalların içindesin,
yeşil gözlerin güneş dolu,
dudakların bala bulanmış
ben ağacın dibindeyim,
bir ayağım çukurda…
Ben senden çok önce gideceğim,
sen bensiz kalacaksın ihtiyarlığında…”

JAVA · 15 Ocak 2020

@Cir0x canım senin dedenin arkadaşı değil miydi? (: -konu her zamanki gibi güzel, söylememe gerek varmı?-

Statius · 15 Ocak 2020

JAVA dedi:
@Cir0x canım senin dedenin arkadaşı değil miydi? (: -konu her zamanki gibi güzel, söylememe gerek varmı?-

Yorumun için teşekkürler. @Cir0x seni buraya davet ediyorum. Dedesinin arkadaşının hikayesini yazıyoruz adam konuya bakmıyor.

YakupZ · 15 Ocak 2020

Türkçüler tarafından hiç sevilmez kendisi aman aman :D

Silinen üye 79251 · 15 Ocak 2020

Nazım Hikmet, Türk Edebiyatının yok sayılamayacak bir parçasıdır ki başarılarla dolu bir hayatı vardır. Hakkında konu hazırlaman hoş olmuş. :))

Cir0x · 15 Ocak 2020

Nazım Hikmet dedemin arkadaşıydı. Bu konuyu görünce birden anılarım depreşti. Eline sağlık!
Biraz ağlamaya gidiyorum..:(

Shami · 16 Ocak 2020

hiç unutulmayacak şairlerden bir kaç tanesi müthiş bir konu olmuş eline sağlık

Statius · 16 Ocak 2020

Shami dedi:
hiç unutulmayacak şairlerden bir kaç tanesi müthiş bir konu olmuş eline sağlık

Yorumun için teşekkürler, bu yorumun ile o kadar haklısın ki ekleyecek bir şey bulamadım.

Gönderi otomatik olarak birleştirildi: 16 Ocak 2020

Cir0x dedi:
Nazım Hikmet dedemin arkadaşıydı. Bu konuyu görünce birden anılarım depreşti. Eline sağlık!
Biraz ağlamaya gidiyorum..:(

YigitReisOffical dedi:
Nazım Hikmet, Türk Edebiyatının yok sayılamayacak bir parçasıdır ki başarılarla dolu bir hayatı vardır. Hakkında konu hazırlaman hoş olmuş. :))