1923 yılında Lise öğrenimine başlayan Albert Camus, 1. Dünya Savaşı sırasında babasını kaybetmiş. Annesi evlerde hizmetçilik yaparak oğlunu okutmaya çalışmıştır. Başarılı bir öğrencilik sürdüren Albert Camus, Cezayir Üniversitesi'ne kabul edildi ve Felsefe Bölümü'ne gitti. Yazarımız Felsefe ile ilgilenmenin yanı sıra futbola da gidiyordu. Fakat 1930 yılında verem hastalığına yakalanması sonucunda futbol hayatına son vermek zorunda kaldı. Futbol kariyerinin bitmesi üzerine akademik çalışmalarına yoğunluk verdi.
Üniversite'ye giderken bir yandan da politika ile ilgileniyordu. 1934 yıllarında İspanya'da iç savaş konuşmaları geçmekteydi. Bir partiye katıldı ve bu partiye olan bakış açısı bir süre sonra değişti ve parti ile olan alakasını kesti.
Nazilere karşı Fransız Direniş Birliği'ne katıldı ve yazılarını Combat adlı gazetede sundu. 1942 yılında Yabancı'yı ve kendi felsefesinin görünebileceği Sisifos Söyleni'yi yayınladı. 1943 yılında ise yazılarını sunduğu Combat gazetesinin editörlüğünü yapmaya başladı. 2. Dünya Savaşından sonra Combat gazetesinin gittikçe işi paraya döküp ticari bir hale geçmesi Camus'nün gazeteden ayrılmasına vesile oldu. O dönemdeki büyük felsefecilerden olan Jean Paul Sartre ile tanıştı. 1950'li yıllarda ise kendini insan haklarına adayıp bunun için çeşitli eylemler gerçekleştirmeye başladı. Bunların arasına idam cezasına çarptırılan Cezayirlileri kurtarmakta dahildir. Yabancı ve Veba adlı eserinden sonra en çok bilinen diğer çalışmaları ise ''Başkaldıran İnsan'', ''Düşüş'' ve ''Sürgün ve Krallık'' adlı çalışmalarıdır. Etkileyici eserleri ile 1957 yılında Nobel Ödülü'nü kazandı.
Yazara ''En tuhaf ölüm şekli nedir?'' sorusunu sorduklarında ''Sanırım bir araba kazasında ölmek.'' demiştir. Ne yazık ki 1960 yılında büyük yazar Albert Camus bir trafik kazasında hayata gözlerini yumdu. Başlıca önemli eserleri ''Yabancı'', ''Veba'', ''Düşüş'', ''Tersi ve Yüzü'', ''Sisifos Söyleni'', ''Başkaldıran İnsan'', ''Sürgün ve Krallık'' adlı eserleridir.