S
Silinen üye 87069
Ziyaretçi
Bundan tam 10.000.000(on milyon) yıl önce bazı canlılar ayakları üzerinde doğrulmaya başladı. Bu garip memelilerin yaşamı tehlikedeydi. Hayatta kalabilmeleri için çok az şansları vardı. Günler haftaları, haftalar ayları kovalarken bu garip memeli kendini savunmaya ve doğaya uyum sağlamaya başladı. Keşfetti, yürüdü, anakarayı ve okyanusu geçti türedi ve dünyayı feth etti. Biz onların çocuklarıyız. Derilerimiz; beyaz, sarı veya siyah olsa da hepimiz aynı ailenin torunlarıyız. 10.000.000(on milyon) yıl ve tam 500.000(beşyüz bin) kuşak. Bilginin bir diğer kuşağa aktarıldığı ve bize kadar ulaşan inanılmaz yükselişin öyküsü. Bu gün bize aktarılan bu bilgi atalarımızı yeniden keşfetmeye, geçmişimizi ve onların izini bulmaya olanak tanıyor. İşte kuşaklar boyu devam eden o akılalmaz öykü
Bu öykü nasıl yazılmaya başladı? Zincirin ilk halkası kimdi? Gelişim nasıl oldu?
Garip bir maymun doğacak, diğerlerinden biraz farklı. Türleri ağaçlarda yaşıyor, orada uyuyor ve dallardan destek alarak aşağıdaki yırtıcı hayvanların yarattığı kaosdan uzak duruyor. Ama o korkmuyor. O, diğerleri gibi yaşamayacak, ağaç tepelerini terk edecek ve aşağıda uzayıp giden topraklara doğru ilerleyecek. Cesareti onu yöneldiriyor. Aşağıdaki dünyayı yavaş yavaş keşif ediyor. Yeni bir yaşam formu bulması gerekiyor. Günler haftaları, haftalar ayları kovalarken Dünya'nın düzenini değiştirecek tarih öncesi İnsan'ın ilki ortaya çıkıyor ve yolculuk başlıyor. Zamanı yeniden kurmak gerek. Düşünün 10.000.000(on milyon) yıl öncesindeyiz. Dinazorlar yok olalı yaklaşık 50.000.000(elli milyon) yıl geçmiş. Ancak bunların yanında git gide seçkinleşen farklı yaşam formları gelişmeyi başarabilmiş. Memeliler tür olarak çoğalmış. Anakaraların hareketi bu günkü haline dönüşmeye başlamış. Afrkia'nın büyük ormanlarında sayısız Primat türü gelişmiş ancak bu dönemde yaşayan maymunlar korkunç bir felaketin eşiğinde.
Afrkika Anakarası magmanın baskısı ile parçalanır, maymunlar bu korkunç karmaşanın kurbanı olur. Derken dev bir fay ortaya çıkar. Bu büyük fay'ın batısında büyük bir yükselti, doğusunda ise yüksek bir plato ardından da deniz uzanır. Oluşan fay'ın uzunluğu yüzlerce kilometreyi aşmaktadır. Bu dev fayın her iki yanında kalan bölümünde yaşam farklı bir yol izleyecektir. Buradaki maymunlar iki gruba bölünür. Ormanda yaşayanlar ve savana da yaşayanlar. Ormanda yaşayan maymunlar kısa sürede yok olmak ile karşı karşıya kalacaktır. Çünkü iklimdeki büyük değişimler büyük ormanları yok eder. Aynı döndemde savana da yaşayan maymunlarda türlerinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Artık onlara kalan yalnızca birkaç ağaçtır. Aralarında paylaştıkları bu az sayıda ağaca tuturunarak hayatta kalmaya çalışırlar.
Ancak ağaçlardaki yaşam aynı zamanda onlar için birer tuzaktır, ağaçların tepesinde açlıktan ölebilirler, tez zamanda yere inmeleri gerek... Bu zor koşullarda doğum yapmak da oldukça zor. Ailesi yeni doğan yavruyu beslemek için önce kendi karınlarını doyurmaları şart. Savan göz alabildiğince uzanıyor ve tehlikelerle dolu. Aile doğal olarak korkuyor. Ailenin reisi vazgeçip bekleyebilirdi fakat içindeki soyunu sürdürme içgüdüsünü bastırmaya çalışıyor. İçlerinden hiçbiri bunu hiç yapmamıştı. Aile şu an çok büyük bir riske giriyor. Ancak onların bu tavrı dahiane bir fikri ortaya çıkaracak. Boyları 1 metre 34 santimetre, savanada nereye gideceklerini bilmiyorlar. Ve işte o görkemli an! Arka ayakları üzerinde dikiliyor ve artık daha iyi görüyor. Görüyor ve inceliyor. Yürümek istediğinde yeniden dört ayak üzerine düşüyor. O anda dört ayak üzerinde uzağın ne kadar zor göründüğünün farkına varıyor. Böylece ikinci bir iç güdü ile ileriyor ama bu kez yalnızca iki ayağı üzerinde. Böylecek olabildiğince uzun yürümeye çalışıyor ve başarıyor artık iki ayağının üzerinde yürüyebiliyor bu bir maymun için doğal bir tavır değil ama işe yarıyor. Artık o bir maymun değil, artık o bir Orrorin. İlk adımlar artık atıldı, belki de bu yenilik ona haz veriyor. Artık Orrorin çok daha büyük ve çok daha güçlü. Uzağı görebiliyor, uzun bir yürüyüşe başlıyor. Orrorin bu yeni keşfine güveniyor. Ancak kendine yiyecek ve sığınacak bir yer bulmak zorunda. İki ayağı üzerinde yürüdüğü için çok çabuk yorulduğunu hissediyor, kasları yorulup acıdığında yere çöküp dinlenme gereği duyuyor. Dinleniyor ve yeniden güç bulduğunu hisettiğinde arka ayaklarının üzerinde yürümeye devam ediyor. Kaçınılmaz olarak savananın yırtıcı türleri her zaman tetikte, zayıf olan ve kaçamayan yem olur... Yol boyunca bu kabus hiç kesilmeden sürecek. Bu dönemde yaşam yalnız ve savaş kalmayı bağışlamıyor. Hiçbiri yırtıcılara karşı kendini tam anlamıyla savunamıyor. Orrorin ailesi uzun yürüyüşlerinde içlerinden birçoğunu yırtıcılara kaptırıyor ama önemli değil. Hayatta çoğalmaya yetecek kadar Orrorin kaldı ve yolculuğa devam etmeleri gerek. 2.000 kilometre kadar uzakta bir başka maymun türü iki ayağı üzerinde durmaya başlamış. Bunlar Tumailer. Haber oraya kadar ulaşmış... bu yalnızca bir raslantımıydı bilinmiyor. İki ayağı üzerinde yürümeye devam eden tür daha sonra insan türünü oluşturacak. Ya da hemen hemen insan türünü. Çünkü bu yeni pozisyonlarında, yeni yaşamlarına alışmaları için binlerce yıl gerekiyor. Aynı biçimde ön ayaklarının ilerde kollarını dönüşeceğini ve bu kolların onları üstün ve özgün kılmak için sayısız keşifler yapacağını öğrenmeleri için binlerce yıl geçecek. Diğerleri yaşamdan silinirken onların cesareti tattıkları büyük günler olacak.
Bu öykü nasıl yazılmaya başladı? Zincirin ilk halkası kimdi? Gelişim nasıl oldu?
Garip bir maymun doğacak, diğerlerinden biraz farklı. Türleri ağaçlarda yaşıyor, orada uyuyor ve dallardan destek alarak aşağıdaki yırtıcı hayvanların yarattığı kaosdan uzak duruyor. Ama o korkmuyor. O, diğerleri gibi yaşamayacak, ağaç tepelerini terk edecek ve aşağıda uzayıp giden topraklara doğru ilerleyecek. Cesareti onu yöneldiriyor. Aşağıdaki dünyayı yavaş yavaş keşif ediyor. Yeni bir yaşam formu bulması gerekiyor. Günler haftaları, haftalar ayları kovalarken Dünya'nın düzenini değiştirecek tarih öncesi İnsan'ın ilki ortaya çıkıyor ve yolculuk başlıyor. Zamanı yeniden kurmak gerek. Düşünün 10.000.000(on milyon) yıl öncesindeyiz. Dinazorlar yok olalı yaklaşık 50.000.000(elli milyon) yıl geçmiş. Ancak bunların yanında git gide seçkinleşen farklı yaşam formları gelişmeyi başarabilmiş. Memeliler tür olarak çoğalmış. Anakaraların hareketi bu günkü haline dönüşmeye başlamış. Afrkia'nın büyük ormanlarında sayısız Primat türü gelişmiş ancak bu dönemde yaşayan maymunlar korkunç bir felaketin eşiğinde.
Afrkika Anakarası magmanın baskısı ile parçalanır, maymunlar bu korkunç karmaşanın kurbanı olur. Derken dev bir fay ortaya çıkar. Bu büyük fay'ın batısında büyük bir yükselti, doğusunda ise yüksek bir plato ardından da deniz uzanır. Oluşan fay'ın uzunluğu yüzlerce kilometreyi aşmaktadır. Bu dev fayın her iki yanında kalan bölümünde yaşam farklı bir yol izleyecektir. Buradaki maymunlar iki gruba bölünür. Ormanda yaşayanlar ve savana da yaşayanlar. Ormanda yaşayan maymunlar kısa sürede yok olmak ile karşı karşıya kalacaktır. Çünkü iklimdeki büyük değişimler büyük ormanları yok eder. Aynı döndemde savana da yaşayan maymunlarda türlerinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Artık onlara kalan yalnızca birkaç ağaçtır. Aralarında paylaştıkları bu az sayıda ağaca tuturunarak hayatta kalmaya çalışırlar.
Yarıda kesmek zorundayım. 2. bölüm için ankete katılmayı unutmayın.
