17 Ağustos 1999 Depremi - Karanlık Günler!
99 Depremi, 17 Ağustos 1999'da gece saat 03.02'de ani bir sallantı ile başladı. Bu depremin ilk sallaması ikinci sallamasına göre daha hafifti, ilk sallama da eşyalar sallandı. Fakat ikinci sallama da evler yıkıldı, köprüler yıkıldı insanlar öldü. Deprem 7.8 şiddeti ile Türkiye tarihinin ikinci en büyük depremi olarak kayıtlara geçen depremin merkez üssü Gölcüktü ve Marmara Bölgesi'nin genelinde hissedildi. K.A.F.H yani Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kırılmasından sonra depremin etkileri, en fazla Kocaeli, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Sakarya ve Yalova'da can ve mal kaybına neden oldu.Deprem, Ekonomimize Nasıl Bir Darbe Vurdu?
Devlet Planlama Teşkilatı 15-19 milyar dolar, Dünya Bankası 12-17 milyar dolar, Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği 17 milyar dolar olarak hesaplamıştı. Hangisi doğru hangisi yanlış kesin olarak bir şey söyleyemiyoruz. Söyleyebildiğimiz tek bir şey var, Allah kimseye bir daha o zamanda yaşadığımız gibi büyük bir deprem yaşatmasın.
Depremden sonra yapılan yapılanma çalışmalarından dolayı dış kaynak ihtiyacımız artarken, sanayi bölgesinde yapmış olduğumuz faaliyetlere bir süre ara vermemiz nedeniyle ekonominin küçülmesine sebebiyet verdi. TÜPRAŞ'ta (Türkiyenin en büyük petrol rafinerisi) çıkan yangın günlerce söndürülemedi. İsimleri verilmemekle birlikte yapılan bazı araştırmalar sonucu 1999 depreminin yaratmış olduğu etki 2001'de yaşanan ekonomik krizinin çıkmasıyla alakalı olabileceğini gösteriyor.
Ülkece Depremden Sonra Neler Yaşadık? Ne Gibi Önlemler Aldık?
Tarihte bugün yaşamış olduğumuz büyük depremin yaratmış olduğu ilk şoktan sonra öncelik olarak arama ve kurtarma faaliyetlerine, bir müddet sonra da enkaz kaldırma çalışmalarına odaklanıldı. İngiltere, Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya başlıca olmak üzere birçok ülkeden yardım görevlileri geldi. Bunların yanı sıra Kızılay ve Sivil Savunma birlikleri gibi kamu kuruluşları ve Arama Kurtarma Timi gibi özel gönüllü gruplar da yardım çalışmalarında çok büyük rol oynadı.O dönemde oluşturulan koalisyon hükümet mensup bir kaç parti depremin vurduğu bölgelere yardım ekibi ve malzemesi gönderilmesinde geç kalındığını iddia edildi ve çok ağır ithamlar ve eleştiriler yöneltti. Bazı yerlere kurtarma ekipleri günler sonra ulaşabildi, bazı noktalarda yaşanan enkazlarda da kaldırma çalışmaları günlerce, aylarca devam etti.
Hükümet, deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmalarında kullanılması gerekirken depremin yaratmış olduğu yukarıda da bahsettiğimiz ana başlık altında olan ekonomik zararları giderebilmek için bir dizi yasal düzenlemeleri yürürlüğe geçirdi.
Yapılmış olan bu düzenlemeler şunlardı:
⦁ Özel İletişim Vergisi ve bir dizi yeni vergiler (bu vergilerin çoğu hala yürürlükte.)
⦁ 2007 yılında kaldırılan 20 bilim insanı ve araştırmacılardan oluşan Ulusal Deprem Konseyinin o yıllar içerisinde kurulup faal bir şekilde görev alması.
⦁ İstanbul'un çeşitli yerlerine yerleştirilen deprem konteynırları ve toplanma alanlarının belirlenmesi. Belirlenen bu toplanma alanlarının çoğunluğu daha sonra imara açıldı. (yapılaşma yasağı olan bir çok yere yapı yapılmasına izin verildi.)
⦁ DASK zorunlu hale getirildi.
⦁ Ülkemizin genelinde arama ve kurtarma ekiplerinin sayısı arttırıldı.
⦁ İmar yasalarına bir takım düzenlemeler yapıldı. Depremden sonra yapıların depreme dayanıklılık esasları ve denetim kuralları değişti. Bu kurallar 2007, 2012 ve son olarak da geçen sene yönetmeliklerde ciddi değişiklikler oldu.
Şu anda baktığımız zaman İstanbul'da toplanma alanı olarak geçen yerlerden bazıları binaların yanlarına yapılan ufak bahçeler, oyun parkları yine binaların arasında, otoparklar vs. Şu anda 99 depremine benzer bir deprem yaşasak Allah korusun ülke olarak kimsenin ne gidecek bir yeri nede sığınacak ve yaşam ihtiyaçlarını giderebilecek bir yer var. Birçok toplanma alanının imar yasağı kalması ile şu anda Türkiye depreme karşı zaten korumasız bir durumdayken depremden kurtulanlarda veya kaçabilenler de bir yere sığınamayacak. Umarız bu tarzda olayların ne kadar yanlış olduğu anlaşılır ve gerekli önlemler en iyi şekilde yapılır. Her neyse diyeceğim tek şey Allah Türk halkına ve tüm insanlığa deprem korkusu ve sevdiklerini kaybetme korkusuz yaşatmasın.
Konu yazarları: @oomercant & @HazretiDraven
Son düzenleme: