Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Esenlikler MC-TR üyeleri!
Bu yazımda yaşamımı değiştiren, ona renk katan ve hala da katmaya devam eden, en sevdiğim fantastik kurgu serisi olan Harry Potter'ın ilk bölümünü olan Felsefe Taşını'nı sizlere özetleyeceğim.Aranızda okumamış veya izlememiş olan ve hala da bunları yapmaya üşenenleriniz vardır. En azından bu konuyu okuyarak benim en sevdiğim bu baş yapıtı az da olsun tanırsınız. İlginiz için teşekkürler.
Harry Potter ve Felsefe Taşı
Harry Potter hayal edebileceğiniz en acınası, en yalnız çocuktur. Akrabaları tarafından reddedilen Harry, bebekliğinden beri ona bakan, halasının ailesi olan Dursley'lerin evindeyken ise merdiven altındaki bir dolapta yaşamaya zorlandı. Her zaman Dudley adındaki kuzeninin eskimiş kıyafetlerini giymek zorundaydı. Eğer Dursley'ler eğlenceli birşey yapıyorsa, Harry kesinlikle yan komşunun evine yollanıyordu. Harry onlar için tam bir utanç kaynağıydı.
Harry'nin dünyası 11. yaş partisinde tepetaklak oldu, ne pastası ne de hediyeleri olan Harry soğuk, tozlu yerde yatıyor, tozların üzerine doğum günü pastası çiziyordu. Ama bir dev, Hagrid, o akşam Harry'nin yaşamını tamamen değiştirdi. Kapıyı kırarak evin içine giren Hagrid Harry'e onun bir büyücü olduğunu ve çok yakında Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda okumaya başlıyacağını söyler. Harry ayrıca kendisinin büyücülük dünyasında bir kahraman olarak görüldüğünü de öğrenir. O daha çok küçükken, Karanlık Lord Voldemort onun ailesini öldürmüş daha sonrada Harry'i öldürmeye çalışmıştır. Herkes için inanılmaz olan ve Harry'nin bir kahraman olarak görülmesine sebep olan şey ise Harry'nin asla kurtuluşu olmayan Avada Kedavra lanetinden sağ kalışı ve bununla birlikte Voldemort'un kayıplara karışmasıdır. Harry'nin bu lanetten sağ kalmasının onun üzerindeki etkisi ise, alnındaki yıldırım şeklindeki yara olmuştur.
Harry, birkaç dakika öncesine kadar hayatının daha ne kadar kötüleşebileceğini düşünen Harry bunları duyduktan sonra ne düşüneceğini şaşırır. Ancak Hagrid'in Harry'e söylediği herşey gerçektir ve Harry neşeden kalbi yerinden çıkarmışcasına Eylül ayında büyücülük okuluna başlar. Okula Hogwarts Express'i ile giderken Ron Weasley isimli kızıl bir çocukla hemencecik en iyi arkadaş oluverir ve daha noel gelmeden birçok kez okul kurallarına karşı gelirler. Noel zamanı bir diğer yakın arkadaşları olan Hermione Granger'ı dev bir trolün saldırısından kurtarırlar. Trol saldırısından sonra üçlü birbirlerinden asla ayrılmaz hale gelirler. Yaşamındaki onca değişikliğe kıyasla Harry'i en çok şaşırtan şey bu kadar harika arkadaşlara sahip olmasıdır. Harry sürekli dağlarca ödevin arasında boğulmamakla uğraşırken aynı zamanda haftalık Quidditch pratiklerine katılmayı da ihma etmez. Quidditch, büyücülük dünyasındaki en popüler sporlardan birisidir ve Harry ülkedeki en genç Quidditch oyuncusudur. Ayrıca Harry'nin okuldaki en çok sevdiği şeydir.
Zaman ilerledikçe, üç arkadaş okulun çıkılması yasak katındaki ıssız koridorlarından birisinde devasa üç kafalı köpeğin yani Cerberus'un gardiyanlığını yaptığı kapının gizemini çözmek için uğraşmaya başlar. Daha sonra gizemli kapının ardında çok ama çok değerli bir nesne, Felsefe Taşı'nın olduğunu, okulda saklanıp, korunduğunu ve nedenini bilmeselerde okuldaki profesörlerden birisinin onu çalmaya çalıştığını öğrenirler. Ve bu profesörün, okulun Slytherin bölümünün profesörü olan Severus Snape olduğunu düşünürler. Tabiki de bunu önlemek için ellerinden gelen herşeyi yapacaklardır.
Kanasusamış üç kafalı dev köpeği, Cerberus'u gizlice atlatıp, kapının ardını keşfettiklerinde işler kızışmaya başlar. Okulun gizli tünellerine giren üçlü, hırsızı durdurmak için Felsefe Taşı'nı korumak için koyulan zorlukları bir bir geçer. Fakat Harry, profesör ile tek başına savaşmak zorundadır. Ancak Harry son odaya geldiğinde, karşısında hiç beklemedikleri birisini bulunca çok şaşırır. Hırsız karanlık sanatlara karşı savunma dersinin profesörü olan Quirinus Quirrell'den başkası değildir. Fakat işler daha da karmaşıklaşır. Quirrell, Harry'i yıllar önce öldürmeye çalışmış Karanlık Lord Voldemort'un destekçisi olmakla kalmamış, onu vücudunda barındırmaktadır. Ve Harry birkez daha ailesini öldüren kişiyle karşı karşıyadır. Harry Felsefe Taşı'nı korumayı başarır fakat bunu yapıyorken de neredeyse öldürülecekti. Okul müdürü profesör Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore, tam zamanında gelir ve Harry'i kurtarır.
Okul yılı harika bir şekilde sonlanır. Harry, Ron ve Hermione okula olan hizmetlerinden ötürü onurlandırılır ve kural ihlalleri yüzünden bulundukları onların okul bölümü olan Griffindor'a verilen eksi puanları unutturacak miktarda artı puan verilir. Ve Harry yaz tatilini onu sevmeyen Dursley'ler ile geçirmek için tekrar yola çıkar fakat artık birşeyden emindir. Kendisinin ait olduğu yeri bulmuştur.
İlginiz için tekrardan teşekkürler. Harry Potter'ı okumuş veya izlemiş miydiniz? En çok hangi bölümünü seviyorsunuz?
Lütfen yorumlarda belirtin! Bir sonraki konuya kadar hoşçakalın.
Esenlikler MC-TR üyeleri!
Bu yazımda yaşamımı değiştiren, ona renk katan ve hala da katmaya devam eden, en sevdiğim fantastik kurgu serisi olan Harry Potter'ın ilk bölümünü olan Felsefe Taşını'nı sizlere özetleyeceğim.Aranızda okumamış veya izlememiş olan ve hala da bunları yapmaya üşenenleriniz vardır. En azından bu konuyu okuyarak benim en sevdiğim bu baş yapıtı az da olsun tanırsınız. İlginiz için teşekkürler.
Harry Potter hayal edebileceğiniz en acınası, en yalnız çocuktur. Akrabaları tarafından reddedilen Harry, bebekliğinden beri ona bakan, halasının ailesi olan Dursley'lerin evindeyken ise merdiven altındaki bir dolapta yaşamaya zorlandı. Her zaman Dudley adındaki kuzeninin eskimiş kıyafetlerini giymek zorundaydı. Eğer Dursley'ler eğlenceli birşey yapıyorsa, Harry kesinlikle yan komşunun evine yollanıyordu. Harry onlar için tam bir utanç kaynağıydı.
Harry'nin dünyası 11. yaş partisinde tepetaklak oldu, ne pastası ne de hediyeleri olan Harry soğuk, tozlu yerde yatıyor, tozların üzerine doğum günü pastası çiziyordu. Ama bir dev, Hagrid, o akşam Harry'nin yaşamını tamamen değiştirdi. Kapıyı kırarak evin içine giren Hagrid Harry'e onun bir büyücü olduğunu ve çok yakında Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda okumaya başlıyacağını söyler. Harry ayrıca kendisinin büyücülük dünyasında bir kahraman olarak görüldüğünü de öğrenir. O daha çok küçükken, Karanlık Lord Voldemort onun ailesini öldürmüş daha sonrada Harry'i öldürmeye çalışmıştır. Herkes için inanılmaz olan ve Harry'nin bir kahraman olarak görülmesine sebep olan şey ise Harry'nin asla kurtuluşu olmayan Avada Kedavra lanetinden sağ kalışı ve bununla birlikte Voldemort'un kayıplara karışmasıdır. Harry'nin bu lanetten sağ kalmasının onun üzerindeki etkisi ise, alnındaki yıldırım şeklindeki yara olmuştur.
Harry, birkaç dakika öncesine kadar hayatının daha ne kadar kötüleşebileceğini düşünen Harry bunları duyduktan sonra ne düşüneceğini şaşırır. Ancak Hagrid'in Harry'e söylediği herşey gerçektir ve Harry neşeden kalbi yerinden çıkarmışcasına Eylül ayında büyücülük okuluna başlar. Okula Hogwarts Express'i ile giderken Ron Weasley isimli kızıl bir çocukla hemencecik en iyi arkadaş oluverir ve daha noel gelmeden birçok kez okul kurallarına karşı gelirler. Noel zamanı bir diğer yakın arkadaşları olan Hermione Granger'ı dev bir trolün saldırısından kurtarırlar. Trol saldırısından sonra üçlü birbirlerinden asla ayrılmaz hale gelirler. Yaşamındaki onca değişikliğe kıyasla Harry'i en çok şaşırtan şey bu kadar harika arkadaşlara sahip olmasıdır. Harry sürekli dağlarca ödevin arasında boğulmamakla uğraşırken aynı zamanda haftalık Quidditch pratiklerine katılmayı da ihma etmez. Quidditch, büyücülük dünyasındaki en popüler sporlardan birisidir ve Harry ülkedeki en genç Quidditch oyuncusudur. Ayrıca Harry'nin okuldaki en çok sevdiği şeydir.
Zaman ilerledikçe, üç arkadaş okulun çıkılması yasak katındaki ıssız koridorlarından birisinde devasa üç kafalı köpeğin yani Cerberus'un gardiyanlığını yaptığı kapının gizemini çözmek için uğraşmaya başlar. Daha sonra gizemli kapının ardında çok ama çok değerli bir nesne, Felsefe Taşı'nın olduğunu, okulda saklanıp, korunduğunu ve nedenini bilmeselerde okuldaki profesörlerden birisinin onu çalmaya çalıştığını öğrenirler. Ve bu profesörün, okulun Slytherin bölümünün profesörü olan Severus Snape olduğunu düşünürler. Tabiki de bunu önlemek için ellerinden gelen herşeyi yapacaklardır.
Kanasusamış üç kafalı dev köpeği, Cerberus'u gizlice atlatıp, kapının ardını keşfettiklerinde işler kızışmaya başlar. Okulun gizli tünellerine giren üçlü, hırsızı durdurmak için Felsefe Taşı'nı korumak için koyulan zorlukları bir bir geçer. Fakat Harry, profesör ile tek başına savaşmak zorundadır. Ancak Harry son odaya geldiğinde, karşısında hiç beklemedikleri birisini bulunca çok şaşırır. Hırsız karanlık sanatlara karşı savunma dersinin profesörü olan Quirinus Quirrell'den başkası değildir. Fakat işler daha da karmaşıklaşır. Quirrell, Harry'i yıllar önce öldürmeye çalışmış Karanlık Lord Voldemort'un destekçisi olmakla kalmamış, onu vücudunda barındırmaktadır. Ve Harry birkez daha ailesini öldüren kişiyle karşı karşıyadır. Harry Felsefe Taşı'nı korumayı başarır fakat bunu yapıyorken de neredeyse öldürülecekti. Okul müdürü profesör Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore, tam zamanında gelir ve Harry'i kurtarır.
Okul yılı harika bir şekilde sonlanır. Harry, Ron ve Hermione okula olan hizmetlerinden ötürü onurlandırılır ve kural ihlalleri yüzünden bulundukları onların okul bölümü olan Griffindor'a verilen eksi puanları unutturacak miktarda artı puan verilir. Ve Harry yaz tatilini onu sevmeyen Dursley'ler ile geçirmek için tekrar yola çıkar fakat artık birşeyden emindir. Kendisinin ait olduğu yeri bulmuştur.
İlginiz için tekrardan teşekkürler. Harry Potter'ı okumuş veya izlemiş miydiniz? En çok hangi bölümünü seviyorsunuz?
Lütfen yorumlarda belirtin! Bir sonraki konuya kadar hoşçakalın.