Başka bir Dünya klasiğine başlıyoruz, hem de ne Dünya klasiği arkadaşlar. Bu filmi ilk açıp izlediğimde giriş sahnesiyle büyülemişti beni. Düğün sahnesinde detay şudur ki: Bir Sicilyalı düğününde kendinden istenenleri asla geri çevirmez. Mağdur bir İtalyan'ın hemşehirlisinin Vito Corleone'den ''Ne istersen yaparım!'' diyerek yardım isteyişi ve Godfather'ın ayağa kalkıp ''Bana bu saygısızlığı yapacak kadar sana ne yaptım?'' diyerek bu İtalyan iş adamını şaşırtması. Hala gözümün önünde bu sahne. Bir tarafta masum bir düğün gerçekleşirken arka sahnede resmi bir iş adamının Corleone ailesinden cinayet talep etmesi.
Çoğumuz şunu düşünür: ''İtalyanlar ve Türklerin kültürleri aslında benzerdir.'' onlar ve sizler bu seriyi bitirdiğinizde anlayacaksınız ki aslında İtalyanlar çok daha farklı bir kültüre sahipler. Çoğu Türk insanının yaptığı gibi öfkeleriyle hareket etmezler ve kaos ortamında takındıkları sakinlik şaşırtıcıdır. Alacakları intikamı asla unutmazlar ve bunu planlı şekilde gerçekleştirirler, kimi zaman intikam alacakları kişinin burnunu bile kanatmadan. Godfather tam anlamıyla bizlere yıllarca Amerika'ya hükmetmiş İtalyan mafyasının iç hayatını ve işlerini nasıl yürüttüklerini anlatıyor. Onların psikolojik derinliklerine kadar fikir sahibi olabiliyoruz. Hadi filmin nesnel ilerleyişine de bir göz atalım:
THE GODFATHER: Baba (1972) - Dram / Suç
Yönetmen: Francis Ford Coppola
Öykü: Mario Puzo
IMDb: 9,2/10
İlk filmi adeta bir giriş olarak düşünebilirsiniz, ancak bazı eleştirmenler de filmin sadece ilk filmden ibaret olması gerektiğini savunur. Bu da ayrı bir tezdir tabii, kimine göre doğrudur kimine göre ise yanlış. Film başta ki satırlarda da anlattığım üzere, Amerika'daki İtalyan bir mafya ailesinin yaşamını ve başından geçenleri anlatıyor. Aslında şöyle dışarıdan bir baktığımızda sıradan olan hikayemizi Marlon Brando'nun oyunculuğu hem bir efsane haline getiriyor ve oyunculuğun nasıl zirve yapabileceğini bizlere çok net şekilde anlatıyor. Şunu söyleyebilirim ki bugüne kadar yapılmış bu tarzda tüm Türk filmleri ve dizileri Godfather'dan bir parça esinti içerir. Hatta bir parçayı geçelim aşırı derecede alıntılar da içerir. Çünkü bu film başlı başına bir efsanedir. Gerek senaryosundaki ince mesajları ve detaylarıyla gerekse de efsaneleşmiş oyuncu kadrosuyla zaten örnek alınması gereken bir filmdir.
''Ailesiyle vakit geçirmeyen adam gerçek bir adam değildir.''
Neredeyse her bu tarzda filmin Godfather'dan esintiler içerdiğini söylemiştim değil mi? Şimdi bunu söylemem çok ironik olacak ama; nedense bu tarzdaki filmlerin hiçbiri Godfather kadar zerafet ve gösteriş içermez. Ya da bizi kendine bağlayamaz. Bunun nedenini de yukarıdaki sözden esinlenerek şöyle söyleyebiliriz: Bu film serisinde hiçbir Don Corleone, ne olursa olsun kadınına bir saygısızlık yapmadı veya ona gereken değeri vermekten asla çekinmedi. Hayvanlara sevgi besleyen ve kadınıyla dans etmekten bile çekinmeyen bir mafya babası fikri hepimizden ne kadar uzakta olsa da Godfather bizlere bunu çoktan aşıladı bile. Belki de bu filmde bu detayla verilebilecek en güzel dersi verdi Godfather filmi.
''Babasına karşı çıkan ama gittikçe ona benzeyen asi bir mafya babası oğlu: Michael Corleone''
Ailedeki tüm erkek çocuklar bir şekilde babasının yanında bir görev yaparken veya babasına karşı gelemezken, ailenin en küçük çocuğu Michael Corleone babasına rest çekerek savaşa gitmiştir. Burada aldığı onur madalyasıyla geri dönen Michael Corleone, öğretmen bir kadına aşıktır ve yaşamının geri kalanını resmi işlerle uğraşarak, babasının işlerine burnunu sokmadan geçirmek ister. Babası da bu karara saygı duyar ancak işler bu şekilde gitmeyecektir. Michael Corleone ailede babasına en benzeyen ve en sakin düşünen kişi olduğu için ileride sırtına sorumluluk bineceği kesindir. (Hikayenin devamı aşırı spoiler içerdiği için maalesef burada kesmek zorundayım, yoksa izlemenizin bir anlamı kalmaz. Üzgünüm. :)) )
Sizlere bu şarkı ile veda ediyorum. Bizlere bu güzel filmi izleten ve bu güzel filmde oynayan herkese de tek tek teşekkür etsem yeridir.
İyi okumalar. :mc_387-0:
Çoğumuz şunu düşünür: ''İtalyanlar ve Türklerin kültürleri aslında benzerdir.'' onlar ve sizler bu seriyi bitirdiğinizde anlayacaksınız ki aslında İtalyanlar çok daha farklı bir kültüre sahipler. Çoğu Türk insanının yaptığı gibi öfkeleriyle hareket etmezler ve kaos ortamında takındıkları sakinlik şaşırtıcıdır. Alacakları intikamı asla unutmazlar ve bunu planlı şekilde gerçekleştirirler, kimi zaman intikam alacakları kişinin burnunu bile kanatmadan. Godfather tam anlamıyla bizlere yıllarca Amerika'ya hükmetmiş İtalyan mafyasının iç hayatını ve işlerini nasıl yürüttüklerini anlatıyor. Onların psikolojik derinliklerine kadar fikir sahibi olabiliyoruz. Hadi filmin nesnel ilerleyişine de bir göz atalım:
THE GODFATHER: Baba (1972) - Dram / Suç
Yönetmen: Francis Ford Coppola
Öykü: Mario Puzo
IMDb: 9,2/10
''Ailesiyle vakit geçirmeyen adam gerçek bir adam değildir.''
''Babasına karşı çıkan ama gittikçe ona benzeyen asi bir mafya babası oğlu: Michael Corleone''
Ailedeki tüm erkek çocuklar bir şekilde babasının yanında bir görev yaparken veya babasına karşı gelemezken, ailenin en küçük çocuğu Michael Corleone babasına rest çekerek savaşa gitmiştir. Burada aldığı onur madalyasıyla geri dönen Michael Corleone, öğretmen bir kadına aşıktır ve yaşamının geri kalanını resmi işlerle uğraşarak, babasının işlerine burnunu sokmadan geçirmek ister. Babası da bu karara saygı duyar ancak işler bu şekilde gitmeyecektir. Michael Corleone ailede babasına en benzeyen ve en sakin düşünen kişi olduğu için ileride sırtına sorumluluk bineceği kesindir. (Hikayenin devamı aşırı spoiler içerdiği için maalesef burada kesmek zorundayım, yoksa izlemenizin bir anlamı kalmaz. Üzgünüm. :)) )
Sizlere bu şarkı ile veda ediyorum. Bizlere bu güzel filmi izleten ve bu güzel filmde oynayan herkese de tek tek teşekkür etsem yeridir.
İyi okumalar. :mc_387-0: