Sol Reklam
Sağ Reklam

Etkinlik Hikayesi - The Tortured Girl

ScaleStudios

Motion Designer / Animator

Discord:

EmreGokcan#0077

Katılım
24 Temmuz 2018
Mesajlar
116
Elmaslar
87
Puanlar
6.620
Yaş
27
Yer
Turkey , Balikesir
Minecraft
EmreScale
Twitter
senitinius
Ağzında bir buğday , kafasında hasır bir şapka , Bir elinde deri bir çanta , diğer eli cebinde farklı biriydi bu.Athens Kasabası sakinleri dört veya beş yıl sonra ilk defa kasabada bir yabancı görüyordu. Bu yabancı bir çiftçiydi belli ki. O dönemin başkanı Marley Handerson bu yabancıyı tanımak istemişti, sanırım şüpheleniyordu. O akşamın yemeğinde yabancı herkse kendini tanıttı.

“ Hepinize merhaba. Ben Zak Jenkins. Buraya yeni taşınıyorum. Doğa Koruma ve Geliştirme Federasyon’un da Bilim Adamı olarak çalışıyorum”.

Herkes şaşırmıştı Athens sakinleri ilk defa kasaba da bir Bilim Adamı görüyordu. Bu ilginçti, çünkü kasaba da ne araştırılacak ne bir şey vardı ne de bir kişi. Hepsi birbirini tanır ve severdi.

Zak Jenkins kasabaya taşınalı tam iki hafta olmuştu. Evinden daha hiç çıkmamıştı, insanlar merak ediyordu. Geceleri evinden ışıklar yükselir, inşaat sesleri gelirdi. Kasabanın erkeklerinin peşinden koştuğu dünyalar güzel bir kız vardı , Dolcie Willis. Kasaba da sadece bir adet okul vardı. Dolcie orada Lise de 4.sınıf da okuyordu. AST sınavları senenin sonunda olacaktı ve üniversite okumayı gerçekten çok istiyordu. Athens Lisesin de Rixens Spirits Amigo kız takımının başında popüler bir kızdı. Ama iyi kalpli bir kişiydi. Kasabaya bir bilim adamı geldiğini dört ay sonra öğrenmişti ve derslerde ilerlemek için bir desteğe gerçekten çok ihtiyacı vardı. Çünkü babası onu çalışmaya zorluyor, okula gitmesine engel oluyordu. Okuldan çıktıktan sonra Doktor Zak’in evine doğru yola çıktı. Ona dersler konusunda yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyecek ve yaptığı keki ikram edecekti. Ama hiçbir şey düşündüğü gibi olmadı.

Doktor Zak’in evine vardığında içeriden sesler geliyordu ve kapı aralıktı. İçeri girdi “Doktor Zak , evdemisiniz” seslendi fakat kime yoktu. O sesleri hâlâ duyuyordu. Doktor Zak evde olmalıydı. Yürürken karanlık bir odaya girdi. Arkasında birinin olduğunu hissetti. Yavaşça elini uzattı ve kenardan bir demir parçası alıp arkada ki adama vurdu. Adam bayıldı. Dolcie korkuyordu ama o iyi kalbi o adama yardım etmesini söylüyordu. Dolcie adamı koltuğun üzerine yatırdı ona yardım etti. Ona dikkatlice baktı. Bu Doktor Zak olamazdı. Fazla genç ve vücut olarak kaslı biriydi.Dolcie bu çocuktan etkilenmişti. Çocuk uyanıyordu. Dolcie yavaşça odadan çıkarken arkasından

“Bekle, dur” ,“Neden kafama vurdun?”

Dolcie bir şey diyemiyordu. Korkuyordu.

“Ben Dylan Jenkins , Doktor Zak’in oğluyum.Sen kimsin?”

“Ben Dolcie , Dolcie Willis”

“Memnun oldum Dolcie. Birer kahve içerken biraz konuşalım mı?”

“Peki, içelim.”

Dolcie ve Dylan kahvelerini yudumlarken, Dylan nereden orada olduğunu anlattı.

“Üç gün önce geldim Athens’e. Babamdan haber alamıyordum.Kontrol etmek istedim. Eve geldiğimde kapı açıktı içeri girdim fakat kimseyi bulamadım. Anahtar’ı da bulamadım , bu yüzden kapı açık kaldı. Labaratuvar da Babamın gözlüklerini buldum yerdeydi fakat babam yoktu. Bende iki gündür onu ararken sen geldin. Seslendiğini duydum saklandım. Sonrasınıda biliyorsun işte. Eee sen neden buradasın?.”

“Ben babandan derslerime yardımcı olmasını isteyecektim.”

“Ben yardım edebilirim. En az onun kadar iyiyim okul işlerin de. Ama bir şartım var sende bana labaratuvar da yardımcı olacaksın. ”

Dolcie bunu kabul etti, hergün okuldan sonra gelcekti ve ders alacaktı. Ama ona labaratuvar da nasıl yardım edebilirdi ki. Hiçbir şey bilmiyordu. Ertesi gün okuldan sonra oraya gitti. Dylan kapıyı havlu ile açtı.

“Kusura bakma yeni yıkandım.”

“Yok, Sorun yok”

Dolcie utanmıştı. Dylan ı beklerken etrafı gezindi. Burada birçok ilginç alet, makine ve resimler vardı. En çokta biri dikkatini çekmişti.

“Çok mu ilginç geldi? O babamın parelel evren portalı projesinin bir protoripi.”

Dolcie şaşırmıştı

“Paralel evren portalı mı?”

“Evet , en büyük projesiydi. Gerçek halini görmek ister misin?. Haydi gel.”

Dolcie tedirgindi çünkü Dylan onu küçücük bir tuvalet e doğru götürüyordu.

“Hadi gir.”

“Ne asla buraya girmem.”

“Merak etme bende giricem.”

“Ha, bide ikimiz gireceğiz? olmaz”

“Peki sen bilirsin. O zaman ders çalışmıyoruz.”

Dolcie’nin derslere çok ihtiyacı vardı



“Tamam. Gireceğim.”

Zorda olsa girdiler tuvalete. Dylan kapıyı kapattı ve sifonu çekti. Bir anda tuvalet asansöre dönüştü ve hızla aşağıya inmeye başladılar. Sonra da bir anda durdular. Kapı açıldı ve bir koskocaman bir labaratuvar ın içindeydi. İki adet dev daireden oluşan bir makine vardı. Bu Parelel evren cihazı olmalıydı.

“Dolcie , Şimdi ben belime bir halat bağlayacağım ve makineyi çalıştıracağım. Sonra içine gireceğim sende ipi tutacaksın.”

Bu kelimeyi kurarken Dylan makineyi çalıştırmıştı bile. Dolcie ipi tutuyordu. Dylan içeri girdi. Bir anda çekim kuvveti artmaya başladı. Dolcie dayanamıyordu çekim kuvveti çok fazlaydı ve Dolcie yi içeri çekiyordu. Dolcie dayanamadı ve makine hem Dylan ı hemde Dolcie yi içeri çekti. Uyandıklarında aynı yerdeydiler. İkisi de bayılmıştı. Dolcie uyanmıştı fakat Dylan hala baygındı ve makine yanmıştı. Dışarı çıktı bir değişiklik göremedi.

“Hey , Dolcie iyi misin?.”

“Evet iyiyim. Sen iyi misin?”

“Evet.”

İkisi de iyiydi. Dışarıda hiçbir farklılık yoktu. Fakat şehirde kimseyi bulamadılar. Az sonra uzaktan birinin geldiğini gördüler. Bu Doktor Zak’tı.

“Hey çocuklar iyi misiniz?. Makine’nin çalıştığını duydum ve hemen geldim.”

Dylan’ın babası burada olduğuna göre onlar da kaybolmuştu. Akşam yemeğinde;

“Biz şuan kendi zamanımızdan 80 yıl ilerideyiz. Kasabada kimse kalamamış terk edilmiş. Makinayı çalıştırmanın tek yolu yeniden inşaa etmek. Bunun için evlerden eşya topluyorum. Onu yeniden yaparsak zamanımıza geri dönebiliriz.”

Bu çok zordu çünkü bu makine çok fazla demir ve çeşitli makineler ile yapılmıştı.

Aradan sekiz ay geçmişti. Dylan ve Dolcie arkadaş olmuş hatta yatmışlardı. Makinenin çoğu tamamlanmıştı. Artık eve döneceklerdi. Doktor Zak burada geçen sekiz ayın orada 8 yıl olduğunu söylemişti. Peki gelecek değişiyor muydu? Veya geçmiş değişiyor muydu?. Dolcie gelecekte ki evinde ailesi ile çekildiği fotoğrafta kendisini görememişti. Ve bunu kimseye anlatmamıştı. Ne Dylan’a nede Doktor Zak’a hiç kimseye. Tedirgindi ve korkuyoru. Eve dönmek için makinayı tamir etmeleri gerekiyordu fakat sadece bir parça eksikti Moleküler Hızlandırıcı. Kasaba da bu parçayı bulamamışlardı. Şehir e inmeleri gerekiyoru. Toledo yaklaşık iki yüz kilometre uzaktaydı ve bir arabaları yoktu. Şehirde geriye kalanlardan bir araba topladılar. Yakıt istasyonunda kalan yakıtları toplayıp arabaya doldurdular ve yola çıktılar. Dünyayı bir virüs hastalığının insanları öldürerek temizlediğini öğrenmişlerdi bu yüzden maske takıyorlardı. Üç gün sonra Toledoya ulaştılar. Şehir yıkık dökük bir durumdaydı burada Doğa Koruma ve Geliştirme Federasyonunun merkez üssü vardı. Moleküler Hızlandırıcıyı alıp geri döndüler. Makineye taktılar ve içeriye girdiler geri döndüklerinde herkes onları hatırlıyordu kardeşleri büyümüş fakat kendisi yaşlanmamıştı. Doktor Zak ikisine de yaşananların saklı kalacağını makinenin de bir daha asla kullanılmayacağını söyledi. İlerleyen yıllarda Dolcie Moleküler Biyoloji bölümünü bitirmiş ve Dylan ile evlenmişti , çocukları olmuştu.
 
Neden altınlarını Discord sunucumuzda kazmıyorsun? TIKLA VE KATIL!
Yukarı