Merhaba MC-TR kullanıcıları, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Sizin için korku temalı güzel bir hikaye yazmak istedik. Bu tarz hikayelerin devamının gelmesini isterseniz yorumda belirtebilirsiniz.
Bir gün arkadaşlarım Tuğra ve Furkan ile yeni şeyler keşfetmeye, yeni yerleri gezmeye karar vermiştik. Genellikle hep aynı yerleri geziyorduk, mağaza çarşı gibi yerleri fakat bu sefer uzun bir yolculuk ve gitmeye değecek bir yer düşünmeye başlamıştık. Birden aklıma hastanesi geldi, arkadaşlarım ile düşündük ve karar verdik, evet eski bir akıl hastanesine gidecektik. ABD ( Amerika Birleşik Devletleri) ülkesinde olan Waverly Hills Sanatoryumu. Hastanenin açılış tarihi 26 Temmuz 1910. Evet oldukça eski ve korkunç. Uzaklara gideceğimizi bildiğimiz için bol miktarda para toplamıştık. Amerika'ya uçakla gitmeye karar vermiştik. Yola çıktık ve hava alanına geldik, sırada uzun bir yolculuk vardı. Uçağa binmeden önce arkadaşlarım ile tekrardan düşündük, bu yola çıktıysak sonunu getirmemiz gerektiği konusunda anlaştık. Uçaktan biraz da olsa korkuyordum, fakat güvenli geliyordu. Çünkü uçaklar çok sağlam değildir fakat mühendisler uçakları kazalarda sağlam çıkması için değil, uçakların düşmemesi/kaza yapmaması için tasarlamıştır. Bunu aklıma getirdikçe korkum biraz azalıyor. Uçak yolculuğu bitmişti oldukça sakin geçmişti, sırada taksi, otobüs ile gideceğimiz hastanenin oldukça yakınlarına gitmek. Bir yerde oturup bir şeyler atıştırdık, yola çıkıp taksi bulmaya karar verdik ve taksi çok hızlı geldi. Taksiye gideceğimiz yolu tarif ettik. Benim İngilizce çok iyi değildir bu yüzden Tuğra tarif etti. Hastanenin yakınlarına gittik, kalan yolu yürümemiz gerekiyordu. Ormanların içinden geçiyorduk değişik/ürpertici sesler duymaya başlamıştık, 5-10 dakika daha yürüdükten sonra karşımıza hastane çıktı. Çok büyük bir hastaneydi, saati bilmiyorduk fakat güneş batmak üzereydi. Eşyalarımızı kontrol ettik. Kamera, pil, içecek, atıştırmalık, ve biraz kesici alet. Eksik bir şey yoktu, hastanenin etrafı kısa bir duvarla kaplıydı duvarı atladık ve kapısına geldik. Kapısı kapalıydı, bazı camlar kırıktı bizde camdan girmeye karar verdik. Besmele çektik ve içeri sağ ayağımızla girdik, içerisi çok pisti tozlar, örümcek ağları, kapılarda ki paslar vb. Kamerayı açtık dışarı baktığımızda hava kararmıştı akşam olmuştu, ilerlemeye başlamıştık. Değişik sesler geliyordu bizde anlam veremiyorduk, rüzgarın esmesi ile birlikte bu sesler artıyordu. Uzun bir koridora gelmiştik, sağ ve sol taraflarda odalar vardı. Odalara ilk kamera ile bakıp ondan sonra biz bakıyorduk, odaların içinde eskimiş ve paslı iğneler, paslı yataklar, hap kutuları, yırtılmış perdeler, kırık lambalar vb. Bir odaya girdik ve içinde bir kemik parçası vardı, yanımız da eldiven getirmiştik alıp inceledik. Çok pisti almayı düşündük fakat pis kokuyordu ve oldukça rahatsız ediyordu. Koridordan devam ediyorduk ki, arkamızda ki bir kapıdan gıcırtı sesi geldi. Korkmuştuk kamerayı o yöne doğru çevirmişti hızlıca arkadaşım, rüzgardan olabileceğini düşündük fakat az az esiyordu. Bir şey olmamış gibi devam ettik fakat bende hayla bir korku olduğu için arka tarafımıza bakarak gidiyordum, nedensiz bir şekilde halüsinasyon görmeye başladım. Siyah gölgeler, değişik şekillerde ki adamlar çok korkuyordum bunları arkadaşlarıma anlattım. Arkadaşlarım korkudan olduğunu ve yolumuza devam etmemiz gerektiğini söyledi. Solumuzda ki odaya girdik ve bir ceset gördük, arkadaşlarım da dahil çığlık atmıştık. Cesede yaklaştık biraz daha ve yüzü param paramparçaydı. Geldiğimiz koridordan bir anda koşma sesi gelmişti, ilk kamerayı çıkarıp baktığımızda siyah gölgeli bir adam gidiyordu ayakları yerden kesikti! Kafamı çıkarıp baktığımda adam yoktu, kamera ile gözükmüştü fakat ben ve arkadaşlarım kendi gözlerimiz ile göremiyorduk. Arkadaşlarıma artık buradan çıkmamız gerektiğini yoksa başımıza bir şey geleceğini söyledim, onlarda aynı fikirdeydi. Koşarak geldiğimiz yöne doğru ilerlemeye başladık, 1. kat merdivenlerinde arkadaşım kamerayı düşürdü. Kamerayı ben yerden alırken kameraya bir ışık yansıdı fakat etrafta herhangi bir ışık yoktu. Duvara baktığımda kan ile yazılmış "Run Away" yazısını gördüm ve anında hastaneden çıktık. Biraz ilerledik ve hastaneden çığlık sesi gelmişti, siyah gölge pencereden bana bakıyordu...
İyi Forumlar!